E bir de "Mühendis" fıkrası...
Adam tatilde balon turu yapmak istemiş. Kiralamış bir balon. Yükselmiş, yükselmiş... Biraz sonra bulutların içinde yakalanmış bir rüzgara. Bir sağa savrulmuş, bir sola... Bir yukarı, bir aşağı derken kendini bir ağacın dalında bulmuş. Balon ağacın dallarına takılmış, kendisi de kabin içinde, yukarıdaki dallların birinde başlamış sallanmaya...
"Kurtarın, kurtarın" diye bağırmış. Ama ne gelen var, ne duyan. Saatler geçmiş. Bizimki hala bağırıyor. Tam ümidi kesmeye başlamışken bakmış aşağıdan biri geçiyor.
"İmdat, imdat... duyuyor musun beni birader? Kurtar beni..." diye bağırmış. Aşağıdaki sesi duymuş, yukarı bakmış. Görmüş bizimkini.
"Kardeş ben burada asılı kaldım. Neredeyim ben?" demiş.
Adam sakin bir sesle: "Bir balonun içindesiniz ve bir dalda asılısınız..." demiş.
Bizimki sinir küpü, kıpkırmızı bir suratla:"Kardeşim sen mühendis misin yoksa?" demiş.
"Evet" demiş adam. "Ama nereden bildiniz?"
"E" demiş bizimki "Verdiğin bilgilerin hepsi doğru ama hiçbir işime yaramıyor..."
Adam da seslenmiş yukarıya:"Pardon ama siz de CEO musunuz?"
"Evet, ama nereden bildin?" demiş bizimki.
"E adam akıllı yoldan gitmek varken havalarda uçmuşsunuz, şimdi geldiğiniz yeri bilmiyorsunuz ve bu durumda bile birilerini suçlayabiliyorsunuz..."